16 Aralık 2015 Çarşamba

YILBAŞI YAZILARI 1...



   31 ARALIK 2015'İN SONUNA GELİYORUZ. ZAMAN NE KADAR ÇABUK GEÇTİ. HEMDE BİZ YERİMİZDE SAYARKEN. 2015'DEN NELER BEKLEDİK NELER OLDU VEYA OLMADI. ACISIYLA TATLISIYLA BİTMEK ÜZERE ŞİMDİDE. ZAMANIN HAİNLİĞİNE ÜZÜLÜP YENİ YIL COŞKUSUNU YAŞAMANIN SEVİNCİ BİRBİRİNE KARIŞIYOR.  BU SENE UZUN ZAMANDIR İSTEDİĞİM AMA BİR TÜRLÜ NASİP OLMAYAN ÇAM AĞACIMIZI ALDIK :) BAYILA BAYILA DA SÜSLEDİM ŞAHSEN :) ARADA HALA GÖRDÜĞÜM VE BEĞENDİĞİM BİR ŞEY OLURSA ALIP AĞACA TAKIYORUM. 

   BU YILBAŞI SEVDİĞİMİZ BİR ARKADAŞIMIZIN EVİNDE UFAK BİR KUTLAMA YAPACAĞIZ. ELİ BOŞ GİTMEMEK ADINA HEM HEDİYE HEMDE YEMEK İÇİN BİR TAKIM ARAŞTIRMALARA BAŞLADIM TABİİ Kİ VE BUNLARI DA SİZİNLE PAYLAŞMAKTAN MUTLULUK DUYACAĞIM. 

    BUGÜN MASANIZDA ŞIK DURABİLECEK APERATİF ÖNERİLERİM OLACAK. UMARIM BEĞENİRSİNİZ... 


PATLAMIŞ MISIRLAR GÖZÜME HİÇ BU KADAR ŞİRİN GÖRÜNMEMİŞTİ... 



PEYNİR TABAĞI DEYİP GEÇMEMEK LAZIM... 



BASİT BİR KAKAOLU KEK BÖYLE GÜZEL GÖRÜNEBİLİR. 



2 ÇEŞİT PEYNİR İLE HAZIRLAYACAĞINIZ MİNİK MANTARLI KANEPELER  UFAK ATIŞTIRMALIK OLARAK BENCE ÇOK HOŞ OLACAKTIR. 



ÇİĞ YENEBİLECEK ÜRÜNLERLE VEYA PEYNİRLERLE YILBAŞI AĞACI GÖRÜNÜMÜNDE BU TABAĞI HAZIRLAYABİLİRSİNİZ. 


BEN GİDERKEN BU KOZALAK TATLISINI YAPIP GÖTÜRÜCEM :) ÇOK TATLI DEĞİL Mİ? :) BİRDE YOĞURTLU DEREOTU PATATES SALATASI, HAVUÇ TERETOR. 

   EVİNİZDE HAZIRLAYACAĞINIZ YILBAŞI İÇİN TABİİ Kİ DAHA ÇOK ÇEŞİT VE YEMEK YAPARSINIZ AMA BİZ APERATİF BİŞİLER DÜŞÜNDÜK O YÜZDENDE SEÇENEKLER BU ŞEKİLDE :) SİZLERDEN DE DEĞİŞİK TARİFLER VE YORUMLAR BEKLİYORUM... 

   TEKRAR GÖRÜŞMEK ÜZERE...




2 Aralık 2015 Çarşamba

TİYATRO ETKİNLİKLERİMİZ...

 Film izlemek ayrı bir keyif, tiyatro oyunu izlemek ise apayrı... Filmi her yerde her koşulda izleyebiliyoruz artık evde, seyahat ederken, telefondan, televizyondan... Vizyona giren yeni filmleri bile neredeyse 10-15 günde tv de internette bulup izleyebiliyoruz. Ama tiyatro öyle değil. Oyunu sadece gösterimde olduğu müddetçe izleyebiliyorsunuz, başka bir yerde bulmak zor :)  Büyükşehirler de tiyatro oyunu izleme ihtimaliniz daha fazla, Ankara da arkadaşlarımızla oldukça sık giderdik taşınınca birden bitmişti. Ama bu ay Sakarya Büyükşehir Belediyesinin tiyatro etkinlikleri sayesinde bol bol izleme fırsatımız oldu. 11 Kasımdan itibaren her çarşambamız tiyatro organizasyonuyla dolmuş vaziyette. Bu akşamda tiyatroya gitmeden geçen haftalarda izlediğimiz oyunlardan kısa kısa bahsetmek istedim sizlere. Belki canınız çeker de sizde gidersiniz diye :) 



İlk oyuna eşimle gittik. Aziz Nesin'in klasikleşmiş oyunlarından ÇİÇU'ya...  "Kendini yalnızlığa mahkum etmiş, toplumdan ve insanlardan tecrit etmiş bir adamın dramını, trajikomik bir üslupla sahneye taşır. Çiçu adını verdiği oyuncak bebeği, kedisi, köpeği ve diğer ev hayvanları ile kendisine bir dünya yaratan, adeta evcilik oynayan Adam, aslında korkularının esiridir, tıpkı; modern toplumun yalnızlaştırdığı birçok benzeri gibi… Sahnede, bu adamın toplumsal dayatmaların da etkisiyle, kendi kendine yarattığı esaretten kurtulma çabasına tanık oluruz." İzmir Devlet Tiyatrosunun sahneye koyduğu oyunu biz gerçekten çok beğendik. Oyuncunun performansı, sahne dekoru her şey çok güzeldi. 



18 Kasımda 15 kişi cümbür cemaat gittik arkadaşlarla Konya Devlet Tiyatrosunun DEMİR isimli oyununa. " Kocasını öldürme suçundan müebbet hapse mahkum olan Fay, on beş yıl sonra kendisini ziyarete gelen Josie ile görüşmeye başlar. Bu görüşmeler anne-kızın geçmişleriyle ve hayatla yüzleşmelerine neden olacaktır." Rona Munro'nun yazmış olduğu bu oyunda da Fay ve kızı Josie'nin performansına bayıldık. Özellikle 2.perde çok ama çok iyiydi. 




25 Kasımda da yine arkadaşlarımızla beraber ( biraz daha azalıp sayıyı 10 a düşürdük ) Mehmet Murat İldan'ın oyunu ÜSTAT MOLİERE EVLENİYOR' a gittik. " Moliere otuz dokuz yaşındadır ve evlenmeye karar verir; genç ve iyi yemek yapan bir eş aramaktadır. 17. yüzyıl Paris`inde geçen olaylar Fransa Kralının kaçırılmasına dek uzanan bir yanlışlıklar komedyasına dönüşür." itiraf etmeliyim ki Ankara'da izlediğim tiyatrolardan sonra en beğendiğim oyun oldu. Bütün oyuncuları ayakta alkışlamak lazım muhteşem performans muhteşem dekor muhteşem şarkılar ve danslar izledik. Oyunun her anından zevk aldık. Ben ısrarla Ankara Devlet Tiyatrosunun oyunu desem de :) Antalya Devlet Tiyatrosunun oyuncularının gösterimiydi :) ve hepsini tekrar tekrar kutluyorum...



ERMİŞLER YADA GÜNAHKARLAR da bugün izleyeceğimiz oyun. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenecek. Ben 3 sene önce Ankara da izlemiştim  Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularından. Oyundan oldukça etkilenmiştim o yüzden tekrar izlemek istedim farklı bir yorumla. "Mark Styler bir cinayet romanı yazarıdır. Ve yeni romanın kahramanı ile görüşmek için bir suçlu akıl hastanesi olan Suffolk’a gelir. Amacına ulaşabilmesi için Suffolk’dan sorumlu ve sorunlu doktoru ve hemşiresini aşması gerekmektedir… Styler, akıl hastası bir katilin iç dünyasını araştırmak isterken kendi iç dünyasının karanlık taraflarının içine düşer… Neden böyle romanlar yazmaktadır? Neden böyle karakterler? Suçlular-cinayetler-vahşet neden bizi içine çeker? Korku ve şiddetin içimizde uyandırdığı heyecanın sebebi ne? Yoksa katiller ve vahşice yaptıkları katliamlar üstünü örttüğümüz karanlık duygularımızın tatmini midir? Ölüm ve kanın verdiği haz; Cinayeti işlemek mi? Seyretmek mi daha..." Umarım bu kadar övdüğüm oyunu arkadaşlarımda beğenir :)


  4 haftalık tiyatro maratonumuz bu şekildeydi. Haftaya da tiyatro gösterimi yok ama Özdemir Erdoğan konseri var :) Sonra yine başlıyor oyunlar bakalım... 

   Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarınızı bekliyorum :) :) :) 






30 Kasım 2015 Pazartesi

NELER İZLEDİK/15...


  Mutlu huzurlu güzel haftalar herkese... Ben bugün ay sonu olması nedeniyle oldukça yoğun bir şekilde işlere gömülüp pazartesi sendromunu doyası ya yaşadım. Mesainin bitmesine sayılı saatler kala bir soluk almak adına hemen iki satır yazmak istedim. Yoğun ve güzel geçen bir hafta sonunun ardından yazmamak olmazdı. Cumartesi misafir ağırlayıp, pazar çok sevdiğim bir arkadaşımız için ufak bir organizasyon hazırladık ve ardından da güzel bir nişan.  Ama ben size bugün bunlardan bahsetmeyip cumartesi akşam izlediğimiz Labirent: Alev Deneylerini öveceğim :) :) 





Eylül ayında ülkemizde vizyona girdi yanlış hatırlamıyorsam Labirent filminin 2.'si. İlkinide oldukça beğenmiştim ama bu film gerçekten açık ara çok etkiledi bizi. " 2014 tarihli roman uyarlaması bilim kurgu aksiyonu Labirent: Ölümcül Kaçış'ın devamı olan filmde, kapana kısıldıkları Labirent deneyinden kurtulmayı başaran gençleri bu sefer dış dünyada hiç de ummadıkları tehlikeler bekliyordur. Kıyamet sonrası bir manzarayla karşılaşan ve bir şekilde 'değerli' olduklarına inanan gençler, kendileri için hazırlanan planların ikinci aşamasına geçtiklerinden haberdar değildir. Serinin bu bölümünde Thomas ve Kayranlı dostları şimdiye kadarki en zorlu mücadelelerini vermek zorundadır: İsyan olarak bilinen gizemli ve güçlü organizasyon hakkında ipuclarına ulaşmak. " Gerçekten çok güzel bir film olmuş bazı sahnelerinde oldukça gerilip hadi ama dedik :) bitmesini istemedim kesinlikle. Devam filmini merakla bekliyorum. Ama dayanamayıp kitapları sipariş edeceğim sanırım :) İmbd den 6,6 almış film. 


  Siz en son neler izlediniz... 




26 Kasım 2015 Perşembe

90' S PARTY ... KULÜPMODAMOON :)


   90 lar...  sokakta oynayan son çocuklar... İşte bizdik onlar. Bütün bir günümüz sokaklarda oyun oynayarak, komşunun ziline basık kaçarak, saklambaçla, meybuzla geçti. Kaset dinler, hula-hop çevirir, patlayan şekerle leblebi tozu yerdik :) Ama şimdi teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanan bir nesil karşımıza çıktı. Biz düştüğümüzde parçalanan dizimizle yakan top oynamayı sevdik şimdi tabletten telefondan şeker patlatmayan kalmadı. Güzel zamanlar geçirdik, güzel bir çocukluk yaşadık keşke şimdiki nesilde bizim kadar şanslı olsa kasetlere kurşun kalemle geri - ileri almanın ne demek olduğunu bilseler... 

   İşte böyle duygularla KulüpModamoon olarak güzel bir organizasyon gerçekleştirdik arkadaşlarımızla. 


Kaset-kalem ikilisinin ne demek olduğunu bilen :)




Resimde görmüş olduklarınız çoğu yaptığımız minik çekilişten herkesin payına düşenler. Bazıları da gelen hatıralar. Renkli plastik ataç, fasulyeler, mıknatıslı balık oyunu... 




Emzik şeker, patlayan şeker ve leblebi tozu hepsi muhteşemdi... 



   Çok keyifli eğlenceli bir haftasonu oldu bizim için. Gerçi ben haftasonu için Manisaya gitmiştim ogun yol yorgunluğuyla iyi dayandım ama gerçekten çok keyifliydi. 

YAŞASIN 90'LAR... YAŞASIN KULÜPMODAMOON... :) :) :) 



25 Kasım 2015 Çarşamba

37.İSTANBUL MARATONU...


   Maraton biteli oldukça uzun zaman oldu. Ben yazmayalı da çok oldu ama alışmışsınızdır benim bu hallerime :) Uzun yoğun günler, gezmeler, tozmalar kış gelince biraz rafa kalkar gibi oldu. Son son da bir maraton patlattık, bir parti yaptık birde 3 haftadır üst üste tiyatroya gittik. Bende sizinle paylaşmaya maratondan başlamaya karar verdim. Bugün maraton yarın parti :) 

    Maratona dair resimlerle ufak yazılar paylaşacağım sizlerle. 




Süper güvenlik önlemleri olmasa da kazasız belasız atlattık maratonu. Ama İstanbul Büyükşehir Beld. oldukça uğraşmış. Güzel bir etkinlik oldu bizce. 4 arkadaş gittik. Trafikte çok sıkıntı yaşamadık açıkçası. Zaten yaşasakta Boğaziçi köprüsünü yürüyerek geçmek değerdi. Açılışta Burak Kut, Hakan Peker, Yeşim Salkım bizim gördüklerimizdi. 




Köprü sallanmadı :) 






Manzarayı anlatmaya gerek yok sanırım. Hele de mis gibi havada... 


Boyuna posuna bakmadan maratona katılmış arkadaş :) 



Burası Türkiye... :) :)




Yürüdük bitti. Biz bitirdik ama köprü hala tıklım tıklımdı. 






Taksim, Karaköy, Fatih gezdik tabii ki yürüyüşten sonra.


Fatih Küçük Said Kebapçısı... Vazgeçilmezimiz her gittiğimizde mutlaka gideriz acayip bir lezzet ve inanılmaz bir hizmet var. Gitmediyseniz mutlaka ama mutlaka gidin. Yürüyüşte yaktığımız kalorileri almasak olmazdı :) 




   Maraton sayesinde güzel anlar yaşadık. Hem manzara hem lezzet hem de keyifli bir gezinti yaptık. Seneye katılır mıyız bilmiyorum ama hayatımızda çok güzel bir anı olacağı kesin... 





4 Kasım 2015 Çarşamba

VURUR YÜZE İFADESİ, PİJAMA PARTİSİ BÖYLE YAPILIR BİRTANESİ...


    28 Yaşında pijama partisi yapılmaz diye bir kural yok değil mi :) Olsa da fark etmez biz yaptık bile :) 29 ekim tatili fırsat bilip 2 muhteşem arkadaşımla kalmalı bir ev partisine karar verdik. İşi biraz daha büyütüp ufak bir organizasyon yapayım derken iş pijama partisine döndü. İyi ki de dönmüş ben yaparken eğlendim kızlarda görünce :) Tabii ki böyle güzel bir organizasyonu sizlerle paylaşmadan edemezdim. Belki bizim gibi büyük kız çocukları da böyle bir parti yapmak ister :)





Öncelikle hazırlık aşamasından başlıyorum. Taçları ve diğer bütün süslemeleri Sakarya da Tunç süs evinden aldım (her zamanda oradan alıyorum). Taçlar bana çok boş gibi geldiği için evdeki kurdelelerle birazcık renklendirmek istedim. 







Düz beyaz karton çantalardan aldım içine minik hediyeler koymak için. Ama onlarda çok düz gelince :) eşim saolsun üstlerini keçeli kalem ile renklendirdi. Bende kurdele renklerine uygun tüller aldım ve çantaların içine uygun keserek içlerine hediyeleri koyup süsledim. 


Çantanın içine koyduğum minik hediyeler. 







Bar masamızı parti için hazırladım. Ojeler, maskeler, çerezler falan filan... Oldukça güzel bir masa oldu bence. Odayı da renkli süslerle süsledim ve partiye hazırlandım :) :)






Hediye hazırlayan sadece ben değilmişim :) Kızlarda elleri kolları dolu geldi. Pofidik terlikler, çikolatalar, dilek kurabiyesi, makyaj çantası, kolye, tontiş anahtarlık ee daha ne olsun :) Pijama partisi sayesinde hediyeye doyduk valla :) 


Eeee eğlendikte :) 

   Dediğim gibi ben hazırlarken de çok eğlendim sonrasında da. Can arkadaşlarınız varsa böyle bir fırsatı kaçırmayın ve eğlenmeye başlayın :) Hazır haftasonu da gelmişken...